![]()
Fulya KILIÇLI
fulyakilicli@gmail.com
Cumhuriyet Bayramı ve Bir Anı
29/10/2014 Cumhuriyet Bayramı; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet yönetimini ilan etmesi sonucunda her yıl 29 Ekim günü ülkemizde ve Kuzey Kıbrıs’ta kutlanan önemli bir bayramımızdır. Bende bu vesile ile herkesin Cumhuriyet Bayramını kutluyor ve bize bu bayramı hediye eden Atatürk ve silah arkadaşlarına Allah’tan Rahmet diliyorum. Ayrıca, Karaman Ermenek’te su baskınına uğrayan kömür ocağında mahsur kalan 18 maden işçimizin bir an evvel sağ salim kurtarılabilmesini canı gönülden diliyorum. Rabbim onları ailelerine ve sevdiklerine bağışlasın. Güzel ülkemin güzel insanlarının bundan sonra yüzlerinin hep gülmesini ve sadece mutluluk gözyaşı dökmelerini temenni ederek kendimce ruh halinizi bir nebze de olsa değiştireceğine inandığım komik bir piknik anımı paylaşarak bitirmek istiyorum. “Ailemle birlikte büyük bir zevk ve heyecanla gittiğimiz bir piknikte benim çorba soğutma yöntemimin beğenilmemesi sonucu yaşanılan olayları aktarmak istiyorum. Sevgili anneciğimin soğuk içilen yoğurtlu çorbaları meşhurdur. Yine kadıncağız böyle bir çorba yapmıştı. Piknik alanına gelip yerleştikten sonra annemler yürüyüş yapmaya karar verdiler ve çorbayı da soğuk su dolu bir tencereye koydular. Annem “kızım çorba burada soğusun biz yorulup gelince soğuk soğuk içeriz” dedi. Annemler uzaklaşınca aklıma bir fikir geldi. Zavallı kadıncağız zaten piknikte yeterince yoruldu gelince soğuk soğuk çorbasını içsin de ferahlasın diye devreye girmem gerekti. Hemen arkadaşımı çağırdım ve biz bu çorbayı kendimiz soğutalım dedim. O da bana bunu nasıl yapacağız diye sorunca, gayet sakin bir şekilde dahiyane fikrimi söyledim. “Bu çorba bu suyun içinde saatler geçse de soğumaz, tabii ki ellerimizi sokup karıştıracağız” dedim. Tamam o da razı oldu ama içimi rahatsız eden bir şey vardı arkadaşımın eli yeteri kadar temiz miydi? Demek ki iş başa düşmüştü. Hemen ellerimi sıvadım güzelce yıkadım ve başladım çorbayı karıştırmaya. Derken annemler yorgun bir şekilde geldiler. Hemen çorbayı istediler ve soğuk soğuk afiyetle içmeye başladılar. Ellerimdeki lezzetin sırrı küçüklüğümden belliymiş ki annem içtikçe oh çekip duruyordu. Sürekli ne kadar da güzel soğumuş diyordu. Artık dayanamadım ve “tabii ki güzel soğur ben onu ellerimle soğuttum” deyince önce bir afalladılar sonra gerçeği öğrenince hepsi böğürerek ellerindeki kaşığı hızla bıraktılar. Böylece zevkle yedikleri çorba onlara zehir zıkkım olmuştu. Ama ben ne yapayım yani her şeyin doğalı güzel olur dememiş miydim. İşte örneği.” “Mutlu Bir Tebessüm İçin Geçmişe Yolculuk” kitabımdan bir alıntı. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Ne Ekersek Onu Biçeriz - 08/11/2014 |
Ne Ekersek Onu Biçeriz |
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun - 04/10/2014 |
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun |
Öğrencilerimizin Dikkatine - 26/09/2014 |
Öğrencilerimizin Dikkatine |
Keçiboynuzunun Sağlık Açısından Önemi - 06/09/2014 |
Keçiboynuzunun Sağlık Açısından Önemi |
30 Ağustos Zafer Bayramı - 30/08/2014 |
30 Ağustos Zafer Bayramı |
Yazım Hataları - 21/08/2014 |
Yazım Hataları |
Bayramınız Kutlu Olsun - 28/07/2014 |
Bayramınız Kutlu Olsun |
Kadir Gecesi - 23/07/2014 |
Kadir Gecesi |
Her Abla Bir Annedir Aslında - 14/07/2014 |
Her Abla Bir Annedir Aslında |
![]() |