![]()
Fulya KILIÇLI
fulyakilicli@gmail.com
Öğrencilerimizin Dikkatine
26/09/2014 Evet, okullar açıldı ve etrafımız çocuk sesleri ile şenlendi. Hayatımızın en güzel renkleri olan öğrencilerimize 2014-2015 Eğitim ve Öğretim Yılında başarılar diliyorum. Bende bu vesileyle genç kardeşlerimizin dikkatini çekeceğine inandığım bir makale hazırlamak istedim ve nasıl bir başlık atabilirim diye düşündüm. “Öğrencilerimize Tavsiyeler” şeklinde bir başlık atsam gençlerimizin tavsiye veya öğüt almaktan hoşlanmayacaklarını tahmin ederek (Zamanında bizlerinde hoşlanmadığı gibi) “Öğrencilerimizin Dikkatine” diyerek başlamak istedim. Dilerim başlığı beğenir ve makalemi okurlar hatta hafızalarının bir yerlerine kaydederler. İnanıyorum ki şimdi beğenmeseler bile yıllar sonra hafızalarında kalan bu bilgileri belki de çocuklarına aktaracak ve memnun olacaklar. Aynen bizlerin yaptığı gibi. Yıllarca anne ve babalarımızdan işittiğimiz ve yararımıza olan her türlü tavsiyeleri kulak ardı etmemize rağmen gün geldi o tavsiyelerden yararlandık hatta çocuklarımıza bile aktardık. Aşağıda maddeler halinde sıraladığım bilgilerin sonunu mecburen yapın, edin tarzı bitirmek zorunda kaldım ama tercihi gençlerimize bırakıyor ve mantık süzgecinden geçirdiklerinde bu bilgilerin işlerine yarayabileceğine inanacaklarını tahmin ediyorum. *Okulların açıldığı şu günlerde lütfen tanımadığınız, bilmediğiniz kimselere karşı dikkatli olun. *Dışarıdan ya da yabancı kişilerden bir şey alıp yemeyin, içmeyin. Okula giderken mutlaka kahvaltı yapın. Çünkü akşam yemeği ile sabah kahvaltısı arasında yaklaşık 12 saatlik bir süre vardır. Bu süre içerisinde vücut besinlerin tümünü kullanır. (Sabah kahvaltı yapılmazsa beynin kullanacağı enerjide azalma olur. Bu durumda yorgunluk, baş ağrısı, dikkat ve algılama azlığı gibi sıkıntılar yaşanır ki bu da okul başarınızı olumsuz etkiler.) *Büyüyebilmeniz, vücudunuzun dinlenip güçlenebilmesi ve sabahları daha dinç kalkabilmeniz için erken yatın. Çünkü büyümeniz için gerekli bir hormon olan Melatonin gün kararınca salgılanmaya başlar ve gün ağarınca salgılanması azalır. *Uyuduğunuz odanın karanlık olmasına özen gösterin. Uyku ve mutluluk hormonu olarak da adlandırılan Melatonin hormonu karanlıkta ve uyurken yoğun olarak salgılanır. (Vücudun biyolojik saatini koruyup, doğal ritmini ayarlayan bir hormondur.) Karanlık odada uyumaya alışkın değilseniz bile sağlığınız için alışmaya çalışın. *Mümkünse odanızda hiçbir elektronik eşya bulundurmayın veya yatacağınız sıra hepsini kapatın. Buna cep telefonlarınız da dahil. Hatta mecbur kalmadıkça cep telefonu kullanmayın veya işiniz olmadığı durumlarda kapalı tutun (Ben aynen böyle yapıyorum, arkadaşlarım çok iyi bilirler. Yapmadığım hiçbir şeyi tavsiye etmem.) ve asla vücudunuzda yani pantolonunuzun cebinde taşımayın. (Yapılan araştırmalara göre cep telefonlarının erkeklerde kısırlığa yol açtığı Uzmanlar tarafından belirtiliyor.) *Bilgisayar başında çok fazla zaman geçirmeyin. Bilgisayar oyunları ve sanal arkadaşlar yerine okul veya mahallenizdeki gerçek arkadaşlarınızla bahçeye çıkarak oynayın. (Yakan top, misket, körebe, saklambaç, ip atlama vb.) *Kelime ve kavram hazinenizin gelişebilmesi için bol bol KİTAP okuyun. En iyi arkadaşınız kitaplarınız olsun. *Mutlaka spor yapın. Bu alışkanlığın küçük yaşlarda kazanılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü ileriki yaşlarda spor yapmak çok zor geliyor. Ayıca spor yapmak için illa spor salonlarına gitmenize de gerek yok. Örneğin okul bahçesinde ip atlamak, yürüyüş yapmak da bir spordur. (Unutmayalım ki spor yapmak mutluluk hormonu salgılanmasına yol açar.) *Lütfen Fast food (Hızlı yemek) yerine annenizin yaptığı tencere yemeğini sofraya oturarak ağır ağır yiyin. (Fast food adı gibi kendi de yabancı olan bu yeme alışkanlığını gençlerimizin terk ederek, Türk usulü, sofraya oturarak yeme alışkanlığını tekrar kazanabilmelerini temenni ediyorum. (Ayak üstü atıştırmak, hızlı yemek, abur cubur yooooook.) *İlla abur cubur yemek isteyenlere önerim. (Benim gibi çikolata hastası iseniz) Lütfen bitter çikolata ve baş parmağınızı geçmeyecek büyüklükte yiyin. Özellikle %80’in üzerinde saf olan çikolataların (Bitter yani siyah çikolatanın) kan basıncını düşürdüğü, güçlü bir antioksidan deposu olduğu, kalp sağlığına iyi geldiği, kanser riskini azalttığı Uzmanlar tarafından belirtiliyor. Kakao oranı yüksek olan bitter çikolata, sütlü çikolataya oranla 3 kat daha fazla antioksidan içeriyor. (Çok fazla tatlı yemek karaciğerimizi yorar ve yağlandırır bunu unutmadan yiyelim) Başka maddelerde buluşmak üzere hayatınız çikolata tadında olsun. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Ne Ekersek Onu Biçeriz - 08/11/2014 |
Ne Ekersek Onu Biçeriz |
Cumhuriyet Bayramı ve Bir Anı - 29/10/2014 |
Cumhuriyet Bayramı ve Bir Anı |
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun - 04/10/2014 |
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun |
Keçiboynuzunun Sağlık Açısından Önemi - 06/09/2014 |
Keçiboynuzunun Sağlık Açısından Önemi |
30 Ağustos Zafer Bayramı - 30/08/2014 |
30 Ağustos Zafer Bayramı |
Yazım Hataları - 21/08/2014 |
Yazım Hataları |
Bayramınız Kutlu Olsun - 28/07/2014 |
Bayramınız Kutlu Olsun |
Kadir Gecesi - 23/07/2014 |
Kadir Gecesi |
Her Abla Bir Annedir Aslında - 14/07/2014 |
Her Abla Bir Annedir Aslında |
![]() |