Fulya KILIÇLI
fulyakilicli@gmail.com
Bayramımız Kutlu, SOMA’da Yaşadığımız Acı Son Olsun
19/05/2014

Öncelikle herkesin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum. 19 Mayıs 1919 Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı ve Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başladığı tarih olmakla beraber Cumhuriyet tarihimizin de önemli dönüm noktalarından biridir. I. Dünya savaşı sonrasında ülkemizin birçok yeri savaşı kazanan devletler tarafından işgal edilmiştir. Atatürk, 16 Mayıs 1919'da "Bandırma Vapuru" ile İstanbul’dan Samsun'a hareket ederek 19 Mayıs 1919'da Samsun'a gelmiş ve İtilaf Devletleri'nin işgaline karşı Kurtuluş Savaşını başlatmıştır. 1919 yılında Atatürk’ün önderliğinde başlayan Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin zaferiyle sonuçlanmıştır. Sonraki yıllarda bayram havasında kutlanmaya başlanan 19 Mayıs, ilk defa 24 Mayıs 1935’te "Atatürk Günü" adı altında, 20 Haziran 1938 tarihli kanunla "Gençlik ve Spor Bayramı" olarak, 7 Mart 1981’de de “Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanmaya başlanmıştır. Gençliğe armağan edilen bu bayram hepimize kutlu olsun.

Bugünkü makalemde “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” atasözünden yola çıkarak kendilerine bayram hediye edilen gençlerimize “Sağlıklı Beslenme” konusunda bazı tavsiyelerde bulunmak istiyordum ancak 13 Mayısta yaşanan maden kazasından sonra bu tavsiyeleri ileriki tarihlere bırakarak bugün sizlere yüreğimize düşen acıyı Soma’yı yazmak istiyorum. Dualarımızı Soma faciasını yaşayan veya yüreğinde hisseden herkese göndererek, maden ocağında hayatını kaybeden işçi kardeşlerimize Allah’tan Rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Evet, maden ocakları kendi kara yüreği beyaz insanların ekmek parası kazanmak için çalıştıkları yerlerdir. Başka bir deyişle koca yürekli adamların aileleriyle her gün helalleşerek yerin kaç kilometre aşağısına korkusuzca indikleri mekanlardır. Bizlerin televizyon ekranlarında seyrederken bile etkilendiği o yerlere her gün o insanlar inip çıkmaktadır. Orası nasıl bir yerdir? Çalışma şartları nasıldır bunu bilemem ama şunu çok iyi biliyorum ki bu işi yapmak yürek ister, emek ister, özveri ister herkesin kolay kolay yapabileceği bir iş değildir. Çünkü burada çalışan insanlar her an her türlü riskle karşı karşıyadır. Hatta her hangi bir aksilik olmasa bile her gün o kara kömür tozlarına maruz kalmaktadırlar ki bu bile başlı başına bir sağlık sorunu oluşturmaktadır. Hiç unutmam çocukluğumda arkadaşlarımdan birinin babası hastanede çalışıyordu ve bu nedenle (Muhtemelen radyasyon içeren bir bölümde) ona sürekli süt ve yoğurt veriliyordu. O zamanlar maden ocağı gibi zehirlenme riski bulunan yerlerde çalışanlara bu tür yardımlar yapılıyordu. Hala devam ediyor mu bilemiyorum ama dilerim ediyordur. Bunu niye mi anlattım açıklayayım. Arkadaşımın babası zehirlenme riski olduğu için kendisine verilen süt ve yoğurdu evine getirerek çocuklarına yediriyor ve içiriyordu. İşte biz böyle fedakar bir milletin evlatlarıyız bunun için anlattım.

Aynen, Soma’daki fedakar analar, babalar, amcalar, dayılar, abiler, kardeşler gibi. Soma faciasında yıllar geçse de unutamayacağımız ve hafızamızdan silinemeyecek görüntülere de şahit olduk. Bunlardan ilki, çizmeleri kirli olduğu için sedye kirlenmesin diye yaralı haliyle çizmelerini çıkartmak isteyen işçi kardeşimizin sözleri oldu. “Çizmelerimi çıkartayım mı?” Ey insan sen ne temiz yürekli birisin ki o temizlik sözlerine yansıyor ve seni yüceltiyor. İkincisi ise şehit olan bir madencinin çoraplarındaki delikti. Aman Allah’ım o delik sanki yüreğime işleyen bir ok gibi içimi acıttı ve beni üzdü. Aslında Soma’da yaşanan her ölümün arkasında çok acıklı hikayeler vardı. Baba olduğu gün bebeğini göremeden şehit olan gencin, ikiz kardeşlerin, oğlu ile aynı anda defnedilen babanın, arkadaşlarını kurtarmak için madene girip kendisi de şehit olan Maden Mühendisinin, “Abi benden önce Mahmut’u kurtarın onun eşi hamile” diyen o KOCA yürekli madencilerin hikayeleri. Hepsi de birbirinden acıklı ve gerçekti.

Tarihe not düşmek adına bu hikayelerin ana başlıklarını sizlere aktardıktan sonra beni şaşırtan başka bir olaydan bahsederek bitirmek istiyorum. 13 Mayıs 2014, Soma’da Maden faciasının olduğu gün takvim yaprağında yazan Hadis-i Şerifi aynen aktarıyorum. "Beş çeşit şehit vardır: Tauna (salgın hastalığa) tutulmuş olanlar, ishalden ölenler, boğulanlar, yıkıntı altında kalanlar ve Allah yolunda savaşarak ölenler." Buhari

Her türlü İŞ KAZALARINA karşı GEREKLİ TEDBİRLERİ aldıktan sonra RABBİM  bizlere bir daha böyle acılar yaşatmasın diyerek, şehitlerimize ALLAH’TAN RAHMET, ailelerine SABIR, yaralılara acil ŞİFALAR diliyorum.

 



1989 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Buruk Bayram     19/05/2014 23:13

Hüzünlü bir 19 Mayıs’ı yaşadığımız bu günde, her zamanki gibi akıcı dilini kullanarak köşende ortaya çok etkili bir yazı çıkarmışsın. Gönlüne sağlık ablam. Rabbim maden şehitlerimize rahmet, kederli ailelerine sabırlar versin.
Ferda ÇUKUR

Yazarın diğer yazıları

Ne Ekersek Onu Biçeriz - 08/11/2014
Ne Ekersek Onu Biçeriz
Cumhuriyet Bayramı ve Bir Anı - 29/10/2014
Cumhuriyet Bayramı ve Bir Anı
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun - 04/10/2014
Kurban Bayramınız Kutlu Olsun
Öğrencilerimizin Dikkatine - 26/09/2014
Öğrencilerimizin Dikkatine
Keçiboynuzunun Sağlık Açısından Önemi - 06/09/2014
Keçiboynuzunun Sağlık Açısından Önemi
30 Ağustos Zafer Bayramı - 30/08/2014
30 Ağustos Zafer Bayramı
Yazım Hataları - 21/08/2014
Yazım Hataları
Bayramınız Kutlu Olsun - 28/07/2014
Bayramınız Kutlu Olsun
Kadir Gecesi - 23/07/2014
Kadir Gecesi
 Devamı
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam97
Toplam Ziyaret226393
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.218838.3719
Euro43.382843.5566
Hava Durumu
SİTE KURUCUSU


Yakup Bozdaş  
Web Site Kurucusu

Takvim