Bugün sizlere sağlığımız adına bilmemiz gereken iki güzel araştırmayı aktarmak istiyorum.

Yapılan araştırmalar, greyfurt suyunun bazı ilaçların etkilerini arttırdığını ve ölümle sonuçlanabilecek yan etkiler ortaya çıkarabileceğini göstermektedir. Bu nedenle ilaçlarımızı greyfurt suyuyla birlikte içmememiz gereklidir. İlaçlar bağırsaklardaki ve karaciğerdeki enzimlerle parçalanarak vücuttan atılmaktadır. “Bağırsaklardaki enzimler greyfurt suyu içince yok olmaktadır. Böylece ilacın parçalanması geciktiğinden kanda birikmektedir ve sonuçta ilaç zehirlenmesine neden olmaktadır.” Greyfurt suyunda bulunan ve böyle durumlara neden olan bileşenlerin miktarının greyfurtun cinsine, depolanma ve işlenme koşullarına göre değiştiği belirtilmektedir. “Çalışmalar bir su bardağı dolusu greyfurt suyunun ilaçlarla olumsuz etkileşim göstermeye yettiğini, ilaçla birlikte greyfurt suyu içmenin veya greyfurt suyu içildikten 12 saat sonra bile ilaç almanın bu etkiyi ortadan kaldırmadığını göstermektedir. Kimi tansiyon ilaçlarının greyfurt suyu içen kişilerin kanlarında anormal derecede yüksek düzeylere ulaştığı, kolesterol düşürücü ilaçların kan düzeylerinin 2-16 kat arttığı, antihistaminik ilaçların greyfurt suyuyla birlikte kalbe zarar verdiği yapılan çalışmalarla ortaya koyulmuştur.” Sağlığımızı yakından ilgilendiren bu tür bilgilere ilave olarak, Temel Reis’in güç simgesi haline gelen ıspanağından bahsetmeden geçmek olmaz. Yapılan araştırmalarda; et, yumurta ve yoğurtla yapılan ıspanak yemeğinin, bekletilmesi durumunda, kanserojen etki yapan bileşiklerin oluşumuna zemin hazırladığı belirtilmektedir. Bu nedenle “proteinli bileşiklerle hazırlanmış ıspanak, bir seferde tüketilecek kadar hazırlanmalı ve eğer arttıysa atılmalıdır” denilmektedir. Ayrıca, ıspanağın yapısında bulunan ve insan vücudu için gerekli olan doğal nitrat ve nitritin, et, yumurta, yoğurt gibi proteinli bileşiklerde bulunan amin gruplarıyla bir araya gelmesi sonucu, kanserojen etki yapan “nitrozamin” adlı bileşiklerin oluştuğu belirtilmektedir. Et, yumurta ve yoğurtla hazırlanan ıspanak yemeğinde “nitrozamin” bileşikleri ilk pişirmeyle başlamakta, ancak bekletilmeden yenmesi halinde, bu bileşiklerin miktarı kişiye zararlı olacak orana ulaşamadığı için kanserojen etkisi, yok denecek kadar az olmaktadır. Ancak artan ıspanak buzdolabında beklemeye alınsa bile, pişerken oluşmaya başlayan kanserojen etkiye sahip “nitrozamin” bileşikler, bekleme anında oluşmaya devam etmektedir. Böylece vücudumuza yararlı olması için yediğimiz ıspanak yanlış tüketimler sonucu kansere yol açan tehlikeli bir gıda haline gelmektedir. Mümkünse, “Proteinli bileşiklerle hazırlanmış ıspanak, bir seferde tüketilecek kadar hazırlanmalı ve eğer arttıysa yemek buzdolabında muhafaza edilmek yerine atılmalıdır. Ispanak fazla yapılıp saklanması gerekecekse, et, yumurta veya yoğurt kullanılmadan hazırlanmalıdır.” Son olarak, ıspanakta dikkat edilen bu noktaların, diğer yeşil sebzelerde de uygulanması gerektiği, bütün yeşil sebzelerin, ıspanak kadar olmasa bile, doğal nitrat ve nitrit kaynağı olduğu unutulmamalıdır.